Want to create interactive content? It’s easy in Genially!

Get started free

GEZEGENLER

defnealtay

Created on May 5, 2021

Start designing with a free template

Discover more than 1500 professional designs like these:

Corporate Christmas Presentation

Snow Presentation

Nature Presentation

Halloween Presentation

Tarot Presentation

Winter Presentation

Vaporwave presentation

Transcript

Gezegenler

İçindekiler

Güneş dışı gezegenler

TARİH

GEZEGEN

dÜNYA

Venüs

MERKÜR

JÜPİTER

SATÜRN

MARS

URANÜS

KAPANIŞ

NEPTÜN

Gezegen

Bir gezegen, kendi yerçekimi sayesinde yuvarlak hâle gelecek kadar büyük olan ancak , çok yüksek sıcaklık kullanılarak nükleer füzyonu başlatacak kadar büyük olmayan ve Uluslararası Astronomi Birliği'ne göre (tüm gezegen bilimcilere göre değil) komşu bölgesini gezegenimsilerden temizlemiş, bir yıldız veya yıldız kalıntısı yörüngesinde dönen astronomik cisimdir.

Gezegen terimi, tarih, astroloji, bilim, mitoloji ve din ile bağları olan antik bir isimdir. Dünya'nın dışında, Güneş Sistemindeki beş gezegen genellikle çıplak gözle görülebilir. Bu gezegenler birçok erken kültür tarafından birer tanrı veya tanrıların elçileri olarak görülüyordu. Bilimsel bilgi birikimi ilerledikçe, insanların gezegenlere ilişkin algısı değişti. 2006 yılında, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), Güneş Sistemi içindeki gezegenleri tanımlayan bir kararı resmen kabul etti. Bu tanım birçok gezegen kütlesini, nerede veya neyin yörüngesinde döndüklerine göre gezegen tanımına dahil etmediğinden tartışmalıdır. 1950'den önce keşfedilen gezegensel cisimlerin sekizi şu anki tanım kapsamında "gezegen" olarak isimlendirilmeye devam edilse de, Ceres, Pallas, Juno, Vesta (her biri asteroit kuşağında birer gökcismidir) ve Plüton (ilk keşfedilen Neptün ötesi cisim) gibi bir zamanlar bilim camiası tarafından gezegen olarak kabul edilen bazı gök cisimleri, mevcut gezegen tanımı altında artık gezegen olarak adlandırılmamaktadır.

Batlamyus, gezegenlerin Dünya'nın yörüngesinde ilmekler atarak döndüğünü düşünmüştür. Gezegenlerin Güneş'in yörüngesinde döndüğü fikri birçok kez öne sürülmüş olsa da, bu görüşün Galileo Galilei tarafından gerçekleştirilen ilk teleskopik astronomik gözlemlerden elde edilen kanıtlarla desteklendiği 17. yüzyıla kadar desteklenmedi. Yaklaşık olarak aynı tarihlerde Johannes Kepler, Tycho Brahe ( Tigo brah) tarafından teleskopun icadı öncesinde toplanmış verileri dikkatli bir şekilde analiz ederek gezegenlerin yörüngelerinin dairesel değil, eliptik olduğunu buldu. Gökbilimciler gözlem araçları geliştikçe her bir gezegenin aynı Dünya gibi yörünge kutbuna göre eğik bir eksen etrafında döndüğünü ve bazı gezegenlerin de Dünya'ya benzer şekilde buz tabakaları ve mevsimler gibi özelliklere sahip olduğunu gördüler. Uzay Çağı'nın başlangıcından bu yana, uzay sondaları ile yapılan yakın gözlemlerle, Dünya ve diğer gezegenlerin volkanizma, kasırgalar, tektonik hareketler ve hatta hidroloji gibi özellikleri paylaştığı keşfedildi.

Güneş sistemindeki gezegenler düşük yoğunluklu ve büyük dev gezegenler ile dev gezegenlere kıyasla daha küçük ve kayalık karasal gezegenler olarak ikiye ayrılır. Uluslararası Astronomi Birliği'nin tanımına göre Güneş sisteminde sekiz gezegen bulunmaktadır.[1] Güneş'e olan uzaklıklarına göre sıralandığında Merkür, Venüs, Dünya ve Mars olmak üzere dört karasal ve onların ardından Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere dört dev gezegen bulunmaktadır. Güneş sistemindeki gezegenlerin altısının yörüngesinde dönen bir veya daha fazla doğal uydu bulunmaktadır.

Samanyolu'ndaki diğer yıldızların etrafında birkaç bin gezegen keşfedilmiştir. 1 Ocak 2021 itibariyle 3.242 gezegen sisteminde (720 çoklu gezegen sistemi de dahil olmak üzere) Dünya ile neredeyse aynı boyutta 100'den fazla; Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığıyla aynı göreli uzaklığa sahip, yani başka bir deyişle yıldız çevresindeki yaşanabilir alanda bulunan dokuz; boyutları bakımından hemen hemen Ay'ın boyutundan Jüpiter'den iki kat büyük gaz devlerine kadar çeşitli büyüklüklerde 4.395 güneş dışı gezegen keşfedilmiştir. Kepler Uzay Teleskobu ekibi 20 Aralık 2011'de Güneş benzeri bir yıldız olan Kepler-20'nin yörüngesinde dönen ilk Dünya büyüklüğündeki güneş dışı gezegenler olan Kepler-20e ve Kepler-20f'nin keşfini bildirdi. Kütleçekimsel mikromercekleme verilerinin analizini yapan 2012 tarihli bir araştırmada, Samanyolu'ndaki her yıldız için ortalama en az 1,6 bağlı gezegen olduğunu tahmin edilmektedir. Güneş benzeri yıldızların yaklaşık beşte birinin, yaşanabilir bölgesinde Dünya büyüklüğünde bir gezegene sahip olduğu düşünülmektedir.

TARİH

Gezegen fikri, tarihi boyunca antik çağın ilahi ışıklarından bilim çağının dünyaya benzer nesnelerine kadar değişmiştir. Güneş sisteminin çıplak gözle görülebilen beş klasik gezegeni, antik çağlardan beri bilinmektedir ve bu gezegenlerin mitolojiye, dini kozmolojiye ve antik astronomiye kayda değer etkisi olmuştur. Antik çağlarda astronomlar, gökyüzünde göreceli olarak sabit bir konumda olan "sabitlenmiş yıldızların" aksine bazı ışıkların gökyüzü boyunca hareket ettiğini fark ettiler. Antik Yunanlar, bu ışıklara günümüzde gezegen kelimesinin İngilizcesi planet sözcüğünün kökeni olan Yunanca’da "gezgin yıldızlar" ya da kısaca "gezginler” adını verdiler. Antik Yunanistan'da, Çin'de, Babil'de ve hatta bütün ilk çağ uygarlıklarında neredeyse tümüyle Dünya'nın evrenin merkezinde olduğuna ve bütün "gezegenlerin" Dünya'yı çevrelediğine inanılıyordu. Bu anlayışın sebebi yıldızların ve gezegenlerin her gün Dünya'nın etrafında dönüyor gibi görünmesi, Dünya'nın katı ve durağan olması ve hareket etmeyip sabit olduğu yönündeki sağduyuya dayandığı bariz algılardı.

Uluslararası Gökbilim Birliği'nin (IAU), kabul ettiği Güneş sisteminin sekiz gezegeni, Güneş'e yakınlık sıralarına göre şunlardır:

1. Merkür 5. Jüpiter2. Venüs 6. Satürn3. Dünya 7. Uranüs4. Mars 8. Neptün

Bu sekiz gezegenin dışında daha önce gezegen olarak tanımlanan Plüton Uluslararası Astronomi Birliği’nin yeni tanımlamasına göre Cüce Gezegen olarak kabul edilmektedir. Bu gezegenlerin en büyüğü Eris'tir. 1995 yılında Michel Mayor ve Didier Queloz tarafından 51 Pegasi adlı yıldızın çevresinde dönen bir gök cismi keşfedildiğinde, bu cismin 'gezegen' olarak tanımlanması uygun görüldü. 1995-2005 yılları arasında yapılan gözlemlerle, 100'ü aşkın değişik yıldız çevresinde dolanan 150'den fazla gezegen bulundu. Güneş Sistemi gezegenleri ile karıştırılmaması için bu cisimlere 'Güneş dışı gezegenler' veya Güneş Sistemi dışı gezegenler adı verilmektedir. Yine karışıklığı önlemek amacıyla, bu tür gezegenlerin yıldızları ile birlikte oluşturdukları sistemlere genel olarak gezegen sistemi ya da 'yıldız sistemi' adı verilmektedir. 'Güneş Sistemi' adı ise, yalnızca özel ad olarak Güneş ve uydularının oluşturduğu gezegen sistemini tanımlamada kullanılır.

Güneş dışı gezegenler

Güneş dışı gezegen, Güneş Sistemi'nin dışında ve başka bir yıldızın yörüngesinde bulunan gezegendir. 1990'lı yıllarda teknolojinin yeteri kadar gelişmesiyle ilk defa dolaylı olarak bir Güneş dışı gezegen tespit edilmiştir. Bugüne kadar 800'den fazla Güneş dışı gezegen tespit edilip doğrulanmıştır. Bu gezegenler Güneş Sistemi'nin gezegenlerine nazaran çok uzakta olmasından dolayı çoğu Jüpiter'i andıran gaz devleridir.

Evet, şimdi bu bilgileri öğrendiğimize göre gezegenleri tanıyalım.

Merkür

  • Adını Roma tanrısı Merkür’den almaktadır.
  • Güneş’e en yakın gezegendir.
  • Güneş Sistemi’ndeki en küçük gezegendir.
  • Uydusu yoktur.
  • Güneş Sisteminin en hızlı gezegenidir.
  • Dünya’dan görüldüğü kadarıyla, yörüngesi etrafında ki hareketini 116 günde tamamladığı görülmektedir.
  • Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenlere oranla günlük sıcaklığı en çok değişen gezegendir. (−173 °C - 427 °C)
  • kendi yörüngesi etrafında 116 günde hareket ettiği görünür.
  • Bilinen hiç doğal uydusu yoktur.

venüs

  • Güneşe en yakın ikinci gezegendir.
  • Gelen güneş ışınını bırakmamasından dolayı En sıcak gezegen gezegendir.
  • Adını Roma tanrıçası Venüs’ten almıştır.
  • Dünya ile yaklaşık aynı büyüklüktedir.
  • Diğer gezegenlerin tersine dönmektedir.
  • Güneş etrafındaki dönüşünü 224.7 gününde tamamlar.
  • Yüzeyindeki sıcaklık 465 °C kadar ulaşmaktadır.
  • astronomik sembolü ise kadınlık sembolü ile aynıdır.
  • 1610'da İtalyan gökbilimci Galileo Galilei basit bir teleskop yardımı ile Venüs'ün evreleri olduğunu fark etti. Daha sonraki gözlemlerinde gezegenin evrelerindeki değişikliklere paralel olarak görünür boyutunun da değiştiğini gözleyen Galilei, bu bulguları gezegenin Güneş etrafında döndüğünün kuvvetli göstergeleri olarak kabul etti.
  • 1761'de Rus gökbilimci Mihail Vasilyeviç Lomonosov, Venüs'ün Güneş geçişi sırasında gezegenin kenar çizgisindeki düzensizliği fark ederek bunun bir atmosferin varlığını gösterdiğini öne sürdü.
  • 1793'te, Alman gökbilimci Johann Schröter sonradan kendi adıyla anılacak ve Venüs atmosferinin neden olduğu anlaşılacak olan 'faz kayması' olayını gözledi. Bu olay, güneş ışınları ile aydınlanan kalın ve yoğun atmosferin Venüs'ün görünür kenar çizgisine eklenerek, bulunduğu konumun gerektirdiğinden farklı bir evredeymiş gibi algılanmasına neden olması sonucu ortaya çıkar.
  • 1932 yılında, Amerikalı araştırmacılar W.S. Adams ve T. Dunham kızılötesi tayfölçüm ile Venüs atmosferinin temel bileşeninin karbon dioksit olduğunu öğrendiler. İzleyen yıllarda Rupert Wildt, tayfölçüm verilerine dayanarak atmosferin kimyasal bileşimi yanı sıra basıncı, sıcaklığı, gezegen yüzeyiyle etkileşimi hakkında birçok tahminde bulundu.
  • 1956'da Robert S. Richardson gezegenden yansıyan güneş ışınlarının Doppler kaymasını ölçtüğünde, bulguların gezegenin kendi etrafında dönüş yönünün ters olduğunu gösterdiğini saptadı.
  • 14 Eylül 2020'de Royal Astronomical Society, Venüs'te yüksek miktarda fosfin bulunduğunu açıkladı. Fosfin gazının yüksek oranlarda bulunması resmi açıklamada "Venüs'te hayatın göstergesi" olarak tanımlandı.

Dünya

  • Güneşe en yakın üçüncü gezegendir.
  • Uzaydan mavi renkte görünür.
  • Dünyamız atmosferinde % 78 azot, % 21 oksijen ve %01 diğer gazlar bulunur.
  • Dünyamız bir günde 24 saatte kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar.
  • Güneş etrafındaki dönüşünü ise 365 gün 6 saat tamamlamaktadır.
  • Dünyamız kutuplardan basık ekvatordan ise şişkin bir yapıya sahiptir.
  • Dünya’nın tek uydusu Ay’dır.
  • 4,5 milyar yıldan fazla süre önce oluşmuştur.

Mars

  • Güneşe en yakın dördüncü gezegendir.
  • Roma savaş tanrıçası Mars’dan almıştır adını.
  • üzerindeki demir oksitten dolayı kızılımsı bir rengi vardır bu yüzden Kızıl Gezegen de denir.
  • İki adet uydusu bulunmaktadır.(Phobos ve Deimos)
  • Dünya ile benzerlikler göstermesinden dolayı Mars’ta yaşam olabileceğine dair çok sayıda bulguya da rastlanmıştır.
  • Dünya gibi yıl içerisinde güneşe yaklaşır ve uzaklaşır.
  • Mars’taki Olimpos Dağı (Olympus Mons), Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağdır.
  • Marineris Vadisi (Valles Marineris) adı verilen kanyon en büyük kanyondur.
  • Bilim insanları Mars’ın kuzey kutbuna yakın toprağın kuşkonmaz gibi bitkilerin yetiştirilebileceği bir bahçe oluşturulması için elverişli olduğu sonucuna vardı.
  • Haziran 2008’de Nature dergisinde yayımlanan üç makalede açıklandığı gibi, Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km uzunluğunda ve 8.500 km genişliğindeki dev bir meteor kraterinin varlığı saptanmıştır. Bu krater, bugüne kadar keşfedilmiş en büyük meteor kraterinin (Ay'ın güney kutbu kısmındaki Atkien Havzası) dört misli büyüklüğündedir.
  • Mars, Güneş Sistemi’ndeki en büyük “toz fırtınaları”na sahne olan gezegendir.
  • Mars, Dünya hariç tutulursa, hâlen Güneş Sistemi’ndeki gezegenler içinde sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülmektedir.

Jüpiter

  • Güneşe en yakın beşinci gezegendir.
  • Roma mitolojisindeki en büyük tanrı olan Jüpiter’den almıştır.
  • Büyük bir hidrojen ve helyum bulunmaktadır.
  • Güneş ışığının büyük bir bölümünü yansıtmaktadır.
  • Jüpiter çap ve kütle bakımından en büyük gezegendir.
  • Gezegenin ortalama sıcaklığı -140 ºC dir.
  • Güneş etrafındaki dönüşünü 12 yılda tamamlamaktadır.
  • 79 uydusu bulunmaktadır.
  • Güneş sistemindeki gezegenler arasında en kısa gün Jüpiter’dedir ve bir gün yaklaşık 10 saattir.
  • Jüpiter'in kalın ve karmaşık bir atmosfer tabakası bulunmaktadır.

SAtürn

  • Güneşe en yakın altıncı gezegendir.
  • Güneş etrafındaki dönüşünü yaklaşık 30 yılda tamamlamaktadır.
  • Gezegenin ortalama sıcaklığı -180 ºC dir.
  • Satürn’ü diğer gezegenlerden ayırt edici en büyük özelliği buz ve taşlardan oluşan etrafındaki halkadır.
  • Gezegenin irili ufaklı 30’dan fazla uydusu vardır.
  • Satürn kalın ve karmaşık bir atmosfer tabakası ile çevrilidir.

Uranüs

  • Güneşe en yakın yedinci gezegendir.
  • Güneş etrafındaki dönüşünü 84 yılda tamamlamaktadır.
  • Kendi etrafında dönüşünü 11 saatte tamamlamaktadır.
  • Gezegenin ortalama sıcaklığı -214 ºC dir.
  • 1781 yılında William Herschel tarafından bulunmuştur.
  • Gezegenin 27 uydusu vardır.
  • 23 Eylül 1846'da keşfedilmiştir

Neptün

  • Güneşe en yakın sekizinci gezegendir.
  • Gezegenin 14 uydusu vardır.
  • Neptün Gezegeninin sıcaklığı -218°C ye kadar düşmektedir.
  • Güneş Sistemi’ndeki en soğuk yerlerdendir.
  • 1 kez Voyager 2 uzay aracı tarafından ziyaret edilmiştir.
  • hidrojen ve helyum bakımından zengindir.
  • Güneş'e en uzak ve katı yüzeyi bulunmayan gezegendir.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim